"Sözlerimden Başka Vasiyetim ve Servetim Yoktur."





  • Gittiğimde yine bugünkü gibi gökyüzü yağsa saçlarına insanların. Kar taneleri tam karşıya bakmak için cesaretsiz yapsa onları. Sessiz ve beyaz, 'kayıplarımın şarkısı' çalınsın o vakit. Tıpkı şimdi gibi yürümek, bütün her şey...

  • İçtimadayız güzel dostlar. Solumuza döndürmüşler hepimizi, sadece kafamızdan. Soluna çevrilmiş ve yine, ona bakmayan birisine bakan birisini, seyrediyoruz. Ensemizdeki gözleri göremiyoruz bu yüzden. Solumuza döndürmüşler hepimizi dostlar sadece kafamızdan...

  • Evet küçük kız, "iyi"leşir insan ölünce... ‘Aynanın Öteki Tarafı’

  • Bu seferki kim?... Unutmak bile hatır sınırlarında, hep yeni birisisin sen bu yüzden. Eyvah boş şimdi de... ‘Aynanın Öteki Tarafı’
 
  • İç toprakların milis güçleri yok, silahı tutuklu bir militanı var.

  • Muallaktaki her şey değebilecek bir yer arar. İçsel savaşlara buyur edilir

  • O, ikinci perdedeki yalnızlığı oyun her oynandığında tekrar ediyordu. Oyunun ikinci perdesi değismeyecek bilmiyor muydu? Başka oyunun perdelerini aralamakta mı yalnızlıktı?

  • Kelimelerim ayaklansın kekelemelerime gülsün...

  • Çocuk diğer arkadaşı onu yakalayana dek taşları birbiri üzerine dizmek için acele etti. Zaman ve yer çekimiyle de taşları dizmek üzere oturduğu o yerde tanıştı. Oyun olmaktan çıktı taşlar; vakit azaldıkça üst üste durmamak için eğreti oldular. Oyun bitti, "yandın" sen çocuk! ‘Aynanın Öteki Tarafı’

  • Aynadaki "birileri"nden bir tanesi diz çökmüşlüğüyle adımlarımı sayar bilirim...

  • Küçük bir kuş konardı telefon tellerine, bakmaya dalmışken uçar giderdi, titreşirdik tellerle ardından...
    • Deniz mavidir çocuk; insan avucuna dolunca su olur...

    • Hep biraz daha yukarıdan tutmak için yükseldikçe kesildi ayaklarım yerden. Düşerken aklımdan geçiyor, hem de yine ayaklarımın üzerine

    • Sırayla eksilmenin yükünü taşımak üzere "tek tek"


    • Ellerim kiralanmış aklıma, suçlu değil onlar

    • "ve"nin peşini bırak, bırak veya usulca bırak "."

    • Bu "kalma"nın "geç" olmasından öte taksi ve dolmuş seçeneği de yok. Koşmak yok, telafi yok, bir varı bile yok. Yetişemiyorum.

    • -ebilmekler için bazen diğerinin hazinelerine ihtiyaç duyarsınız, eksiklik değil pek bir zenginlik olabilmiştir...

    • Hiçbir hal değildir ki daha fazla kötü, insanın olduğu kadar...

    • Ne yapalım ki? Sıcaklıkları insanların; otobüs veya otomobil camlarında akar aşağıya birikince...

    • Yapacak bir şey yoktu kağıda kaleme koşuyordum, sen geldin...

    • Mutlu olunduğu düşüncesinin varlığı vaktindeki daha fazla olması isteği, durumun hiçte böyle olmadığını gösteriyor. Hep daha fazlası değil, hep o anki gibi devam etmesi istenmelidir.
     
    • Arkanıza aldıklarınızı koruyormusunuz yoksa cesaret mi alıyorsunuz onlardan? Yan yana yürümeyi ve karşınıza alabilmeyi düşünebilecek kadar cesaretiniz yok.
     
    • Şehre ihanet başı öne eğik adımlardan geçer, ona ters istikamette "seyir" halinde olan otobüslerden değil...
     
    • Buğulandı sözlerim, söyleyemem bir şey, ıslanır...
     
    • Pek bir uzaklaştın bıraktığımı zannettiğim yerden, çok koşturdun. Zannederim bazen halen orda diye, yoksun...
     
    • Aptallıkta denir ahmaklıkta lakin acı olan ısrar ettiğim. Cam hassasiyetinde beklenti sözcükler "sus" yolunda kırılır. Parçalarına ahmak pişmanlığı denir...
     
    • Sus payımın maddesel karşılığı "sağırlık"tan ibaret. Fazlasıyla abad eder samimiyetimle...

    • Yer ve zaman anlamını yitirecek belki, çook ama cok hayal gerektirecek, çoook çaba gerektirecek, belki hüsranla bitecek, belki... Belkileri "çok" az gibi gösterecek ama "yer ve zamanın anlamını yitirdiği belki" nefes almaya nefes verecek...

    • Bir çocuk burukluğunda, samimiyeyette ısrar ederken aldanmış adamları sarmalamak gerek gözlerinden...

    • Taşın üzerinde, dirseği dizi ile eli yanağıyla birleşen, hıçkırıkları çoğalan çocuk kendini bekleyen büyümüşlere konuşamadı bir şeyler. Lakin anlattı, duymadan anlayamayan, büyümüşlerden olmayan birine...
     
    • Aynalar; yalan söyleyemeyen patavatsızlar. Şaşırtır, küfrettirir beni bana aynalar. Aynalar, iyi ki yalan söyleyemeyen patavatsızlar...

    • Bazı çocuklar da çocuk olduğunda yapmadığı çocukluklardan ötürü pişman bir çocuktur
     
    • Çook çok kapılı yüksek duvarlı açık apaçık hissederek ortada daha çok dışarıya çıkmak isteyerek. Kapılar, açılır kapanır zamanları düzensiz... Ortada kalan çaresizlik içinde kaladursun...

    • İnsanlar, ötekileştirmeyi bana da öğreten hayattaki ötekileştirdiğim insanlar...

    • Yetmemiş eskiler, yetmediğiyle kalmayıp birikmiş eskiler, tutup tutup beni çekiştiren eskiler, parmaklığım olmuş soğuk ve yüksek duvarlı eskiler...

    • Bu yüzdendir ki utanırım ben sessizliklerimden, "ne de lâl olmuş seninkilerin yanında" denir. Eksik ve mahcup karşındaki, hayranlığından susar bu kere...

    • Boş geçmediği sürece içinde bir tane daha insan biriktirir bir insan, ağzından çıkarıverir her biriktirdiğini...

    • Tarih geçişimlerine gözümle tanık oldum olalı zamanda unutkanlık peydah oldu. Eskiden sabah olmadan her vakit bugündü ve sabah yarın...
    • Konuşmak için başkalarının değil kendi ağzınızı kullanın. Yankılar kulak tırmalar tekrarlara neden olmayın...
    • Bir nemlilik hissi için ısrarla bulutlanır hemde bilmezsin...
    •  Özgürlüğümüz yok şartlı ütopyalarımız ve kölelerimiz var tabi sınıf atlayabilmişsek...

    • Bu saatlerde yaşam durağanlaşır, bazıları sıradanlaşır, sakinleşir kimileri ve bayağılaşır en güzideleri...

    • "Soğuktur çok soğuk, hayret edersin sadece bütün bir gerçeği görmezden gelerek soğukluğuna..."

    • "Resim yapan tatlı telaşlı bir çocuğa üzerini kirlettiğini söyleyen birisi gibidir çoğu kez insanlar, onlarca doğrudur bence yersiz..."

    • "Belki hepinize bile söyleyeceğim yalnız her birinize ayrı diyeceğim aynı diyeceklerimi..."

    • "Seçtikleriniz bulduklarınızla aynı kalite sınıfını paylaşıyorsa gelişimsel açıdan hayvanlığa bir teşvik söz konusudur... "

    • "Kaç kişi bekleriz bilmeyiz birbirimizi lakin bekleriz sonbaharları..."

    • "Uzaklıkları insanların; kilometreleri aşamayan, birbirlerince anlaşılamayan ve daha çok yüksek duvarlarca aşılamayan... "

    • "Karanlıkta diyiyorum dostlar yaklaştığınız insanları korkuluğa bile benzetebilirsiniz. Fakat çirkinliklerini gösterirler yanlış gördüm diye üzülmeyin."

    • "Çok sıcak ortama akışkanlık kazanabilmiş az soğuk hava adamın içini üşütür. Bu hassasiyette olana da hasta derim ben..."

    • "Bilir misin şairlerin son mısralarına doğru olan o çaresiz, eksik ve umutsuz kalmışlıklarını?.."

    •  "Fazla sayıda gülümsemenin karşılığıdır insanlardaki küstahlıklar. Kırılsın gülüşler, kırılabilenleri de sonrasında..."

    • Elinde kalem olan, suskunluklarını çiziyordu insanların elindekiyle. Alışmıştı eksik kalmışlıklara zaten, beceremedi..."

    •  "Onu, aynı bilen iki kişi aramalıdır tesadüfler önemsiz olsada bulunan vakit aynı olmalıdır..."

    • "İnceden yağan bir yağmur gibi farkettirmesin..."


    • "Tekrarlar; üzerlerinde düşünülmedikçe anlamın farkındalığı konusunda fiiliyat tekrarı olmaktan ileri gitmez..."
     
    • "Tümden sizin olmasa da sahiplik içeren yer, zaman ve insanlar vardır. Bunlar dışında buruktur vakit. Ah ne kötüdür o..."
     
    • "Yağmur yağar yaşarken güneşli gün sonlarında. Düşersiniz belki de arada sırada kayan zamanda. Kalkabilirseniz, tutunduğunuzu unutmayın hiç unutmayın..."
      
    • "Önemli insan ve düşüncelerle ters orantılı bir şeyler varsa o da gülümsemelerdir. Savurabildiğinizce uzağa... Hadi!.."
     
    • "Evet evet hayat; tek dönüşümlü bir kaç mevsimden ibaret. Hep soğuk bir kış ile tükenen."
     
    • "Geçmeyecektir fakat tüketilene kadar her bir vakit, durdurulamaz devam edenler ve alışılagelmis bir unutkanlık seyreder. Kronik bir sancıdır nihayetinde..."
      
    • "Açık kapının eşiğinde, ellerin dizlerinin çevresinden dolastığı birleşimde yani ne tam icerde ne de tam dışarda öyle tam ortada,bir yalnız yaşamın ortalarında..."
     
    • "Herkesin bildiği tanıdık cümlelere bıraktın beni, kalemle aram açık, beyaz kağıt seni hatırlatıyor. Kapansın ışıklar o vakit göz gözü görmesin!"
       
    • "Sus! Ses çıkarma kör gözle dinlemeyi bilmez onlar loş ışıklı gözleri yalan saçar etrafa, bakar inanırsın işitir kendinden utanırsın."

    • "Sonunu bilmezsin, ömrünün her demi ahir sana, ne gülersin böyle anlamam..."


    • "Kapkara gökyüzü ile beyaz ışıltıların siyah-beyaz duruşlarından ziyade gecelerimizi renklendirdikleri doğru mu?.."
    • "Umutlarını hayal eder olmuşsun tükenmişsin be adam. Güne doldur alabildiğince zaman ömürden, yaklaştıkça mutlu eder belki..."
       
     
    • "Hazan mevsimi değil vuslat dakikaları bunlar say bütün saniyelerini, bekle... Bekle ki hiç geçmesin. Yazık günlere..."
    • "Acı verdiği kadar uzun, mutlu ettiğince kısa tüketildi. Bakarıversene ardıma o zaman çok mu olmuş geçen vakit..."
     
    • "Boş bakışlı gözlerin ağlamayı bilmiyorsa yağmurları beklemesin.
      • Bilgelik peşinden koşmak ayıp kovalamaktan önemli olduğu sürece umut ediyoruz...."

      • "Erkendi her ölüm
        Uyanabilene de erken uyuyakalana da...
        Erkendi her ölüm
        Ölene de erken arkada kalana da..."
      •  "Ahmaklık ediyorsun kalem sahibi, daha diline değmeyen anlarına özet kelimeler yakıştırmaya çalışıyorsun..."


      • "Yarınlara ısmarlanmış yalnızlıktı bunlar. Hayat bana cömertliğini böyle gösterdi işte."


      • "Delilik zormuş öyle dedi işte yanılıyor olamaz. Etrafında bir sürü deli olan birisi nasıl düşünürdü kendinin akıllı olduğuna."

      • "Ağzımdan senin için çıkan kelimelerin başka ağızlardaki yankılarından ehemmiyet kazanması sadece vakit kaybettirmez..."
      • "Değer verdiğimiz şeyleri mi kaybetmek zordu yoksa değer verdiğimiz şeyleri kaybedeni mi? Artık önemi yok kazanmak için bir yerden başlamak lazım kaybetmeye."
      • "...Yaşamak hızlı bir ölme biçimidir." derken şair ölmenin çok hızlı yaşandığını unutuyor muydu?"

      • "Camlar çok hassas oldukları için mi korunur yoksa kırıldıklarında tehlikeli olabilecekleri için mi?... Kırdığınız kalbin etrafında sevgi ümit etmeyin!..."
      • "Sevgiyi haketmeyi öğrenmeli insan sevgiyi hakedecek insanı aramaktan önce."